23 Mart 2012 Cuma
21 Mart 2012 Çarşamba
5 Mart 2012 Pazartesi
ANKARA
Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara, Orta Anadolu’nun merkezi bir noktasında kurulmuştur. Bu merkezi konumu itibariyle tarih boyunca özellikle Selçuklular ve Osmanlılar devrinde, Ankara keçilerinin tüylerinden yapılan sof kumaşlarının yurt dışına satılması Ankara’yı kervansarayların güzergahı ve bir ticaret merkezi haline getirmiştir.
Ankara, Birinci Dünya Savaşı sonrası Atatürk liderliğindeki ulusal direnişte belirgin bir konum üstlenmiş ve Ulusal Kurtuluş Savaşı ile Türk yurdunun yabancı işgalinden kurtarılmasıyla 13 Ekim 1923′de yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edilmiştir.
Ankara’nın en belirgin noktasında yer alan yapı, Ulu Önder Atatürk için yaptırılan ihtişamlı Anıtkabir’dir. 1953 yılında tamamlanan bu antik ve modern mimari sentezi yapı Türk mimarisinin gücünü ve zarafetini kanıtlamaktadır.
Şehrin en eski bölümleri tarihi Kaleyi çevrelemektedir. Duvarlar içinde 12. yüzyıla ait Alaaddin Cami her ne kadar Osmanlılar tarafından elden geçirilmişse de hala Selçuklu ahşap işçiliği ve sanatının güzel örneklerini sergiler. Pek çok sayıda ilginç eski Türk evi restore edilmiş ve sanat galerileri ya da geleneksel Türk mutfağından örneklerin sergilendiği lokantalar olarak yeniden hayat bulmuştur.
Hisar Kapısı’nın yakınlarında güzel bir şekilde restore edilmiş olan Bedestendeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Paleolitik, Neolitik dönemlere ve Hatti, Hitit, Frigya, Urartu ve Roma Uygarlıklarına ait paha biçilmez eserler yer almaktadır.
Kalenin dışında 13. yüzyıldan kalma Arslanhane Cami ve 14. yüzyıla ait Ahi Elvan Cami görünmeye değer eserlerdendir. Roma döneminin şatafatını M.S. üçüncü yüzyıldan kalma hamamlar, dördüncü yüzyıla ait Julian Sütunu ve ikinci yüzyıldan kalma korint stiline inşa edilmiş olan Agustus Tapınağı Ulus Meydanı’na yakın bir biçimde kalenin çevresindedir. İmparator Augustus’un ”Politik Emirleri” nden biri olan ve kendisinin başarılarını ayrıntılı olarak veren yazıt, Ankara’daki Augustus Tapınağı’nın duvarlarıdır.
Kale yakınlarında, bir Roma Tiyatrosu ve aynı bölgede 15. yüzyıldan kalma Hacı Bayram Cami ve türbesi yer almaktadır.
Selçuklu tahta kapı oymacılığının şaheserlerinin ve diğer günlük kullanım araçlarının sergilendiği Etnografya Müzesinin hemen yanında yer alan Resim ve Heykel Müzesi Türk güzel sanatlarından kesitler içerir. Ankara’daki en büyük camii olan Kocatepe cami 1976 ile 1987 arasında Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edilmiştir.
Ankara, seçkin bale, tiyatro, opera ve halk dansları düzenlemeleri ile hareketli bir sanatsal ve kültürel yaşama sahne olmaktadır. Şehir, özellikle dinleyici sayısı hiç düşmeyen Flarmoni Orkestrası ile ünlüdür.
3 Mart 2012 Cumartesi
Çalışan Annelere Tavsiyeler
Günümüzde kadınların iş dünyasındaki etkin konumu, anne olmalarıyla birlikte birçok yönden zorlayıcı bir hal alıyor. Kadınlar çalışma hayatı ve anneliğin birlikte getirdiği sorunlara çare ararken, anneysen.com üyesi çalışan anneler de yaşadıklarını hem anket, hem de soru-cevap platformlarında birbirleriyle paylaşıyor.
Rakamlar ve görüşler, çalışan anne olmanın kolay olmadığını vurguluyor. Çalışma hayatı ile ilgili anketlere katılan annelerin % 28’i iş yerleriyle doğum izni konusunda sorun yaşadığını söylüyor,%17’si ise bebekleri 2 aylıkken çalışmaya başlamak zorunda kaldıklarını iletiyor.
Çalışan Anneler Suçluluk Duygusundan Nasıl Kurtulabilir?
Anne olmak, çalışıyor ve gün içinde çocuğunu göremiyor olmak suçluluk duygusunu beraberinde getiriyor. Annelerin, kendileri çalışırken çocuklarını emanet ettikleri kişilerle ilgili olarak içleri rahat ve güvenleri tam ise, suçluluk duygusu kendisini daha az gösterebiliyor.
Öncelikle bu duyguyla ilgili farkındalık kazanmak ve bu duyguyu kabul etmek önemli. Bundan sonra ise, birlikte geçirilen zamana odaklanmak, bu zamandan olabildiğince keyif almak ve tadını çıkartmak gerekiyor. Birlikte geçirilen eğlenceli ve neşeli zamanlar ne kadar çok olursa, bunlarla ilgili anılar da o kadar iyi hatırlanır. O zaman, birlikte olamamaktan dolayı duyulan suçluluk ya da üzüntü değil, birlikteyken paylaşılanlar ve anne-çocuk arasında gelişen ilişkinin mutluluğu ve samimiyeti önem kazanır.
Bana göre annelik, çocuğunuzla aynı duyguları paylaşmaktır. Bunun için sürekli birlikte olmak, aynı mekanda yan yana olmak gerekmiyor. Hatta çalışan annelere eve geldiklerinde, her gün bebeklerini bir süre uzaktan gözlemlemelerini ve bu gözlemlerini, örneğin bebeklerindeki değişiklikleri, her gün farklılaşan tepkilerini not etmelerini öneririm. Böylece bebeklerini daha dikkatli inceleyecekler ve değişiklikleri daha çabuk fark edeceklerdir. Anne ve bebek zaman içinde birbirlerini daha iyi tanıyacaklar, ilişkileri daha derin olacaktır.
Yoğun Çalışan ve Eşinden Destek Alamayan Anneler Nasıl Yardım İstemeliler?
Eşinden istediği desteği alamayan annelere ilk tavsiyem, öncelikle koşulları gözden geçirmeleridir. Eşlerinden destek alamamalarının nedeni onların çalışma koşullarından mı, çocuk bakımıyla ilgili güvensizliklerinden ve tedirginliklerinden mi, kişilik özelliklerinden mi, başka nedenlerden mi kaynaklanıyor, bunu anlamaya çalışmaları gerekir. Bunların içinde kendilerinin değiştirebilecekleri şeylere yönelebilirler.
Örneğin eşlerinin de çocuk bakımıyla ilgili bilgi sahibi olabileceği kaynaklara ulaşmasını desteklemek ya da çocukla ilgili daha fazla sorumluluk vermek ve verilen sorumluluğu farklı bir şekilde yerine getirmesini saygıyla karşılamak yararlı olacaktır. Çocuk bakımında eşlerin her ikisinin de önemli sorumlulukları paylaşmaları, bu dönemde özellikle erkeklerin istekli olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Eşlerin yanı sıra, destek alınabilecek diğer kaynakları ihtiyaçlara göre belirlemekte yarar var. Hem çocuk bakımında hem de ev işlerinde bir desteğe ihtiyaç duyulduğunda ve bir tek kişinin bunları yerine getirmesi istendiğinde çeşitli sıkıntılar yaşanabilmektedir. Burada görev tanımlarını doğru yapmakta, çalışanın iş yükünü iyi algılamakta yarar var. Ayrıca, yakın çevreden (akraba, arkadaş vb. gibi) alınabilecek destekleri de gözden geçirmekte, çeşitli ajanslara başvurmakta ve çeşitli başvuruları referanslardan yararlanarak değerlendirmek çözüm sağlar.
"Süper Anne Sendromu" Sizce Var mı? Bu Konuda Ne Düşünüyorsunuz?
“Süper anne sendromu” tanımını son zamanlarda oldukça fazla duyuyoruz ve okuyoruz. Ancak, burada sadece anneliğe yönelik, anne olduktan sonra ortaya çıkan bir durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum. Anne olduktan sonra bir çocuğun sorumluluğunu ve bakımını üstlenmek ve yaşantısındaki diğer değişikliklere adapte olmakla ilgili olarak kadınlar önceki yaşantılarının üzerine birçok şey ekliyorlar.
Yani, kadınların anne olmadan önceki yaşantılarına baktığınızda, örneğin kontrol etmeyi, planlı olmayı, işinde gelişmeyi, iyi organize olmayı seven bir yapıları varsa, annelikten sonra da bu genellikle devam ediyor. Sanırım “süper anne” dediklerimiz, birçok sorumluluğu ve işi bir arada götürebilenler.
1 Mart 2012 Perşembe
Doğum Günü Parti Hazırlığı, Doğum Günü Partisi İçin Güzel Fikirler
Belli bir yaşa gelmiş ve arkadaş grubuna sahip çocuklar için doğum günü partisi ayrı bir önem taşır. Bu önem sadece çocuklar için değil en az onlar kadar ebeveynleri için de önemlidir. Alışıla geldik rutin süslemeler, bir konsept dahilinde yaratılmamış doğum günü partileri ve klasik bir pasta günümüzde doğum günleri için sıradan seçeneklerdir. Oysa küçük dokunuşlar ve biraz da araştırmayla bu çok özel günü unutulmaz kılabilirsiniz hem de standart bir parti için ayırdığınız bütçe dahilinde.
Farklı ve Yaratıcı Doğum Günü Organizasyonu İçin Fikirler
İyi bir doğum günü organizasyonu için öncelikle bir liste yapmak önemlidir. Planlanan doğum gününün kaç kişilik olacağı, katılımcıların yaş grubu, doğum gününün yapılacağı mekan, süsleme, hazırlanacak ise davetiye gibi detaylar (ki partiye ayrı bir kimlik kazandırmak için en önemli detaylardan biridir davetiye) ve tüm bunları kapsayan iyi bir bütçe etüdü…
Davetli Listesi
Bu liste ön görülen doğum günü partisini ayrıcılıklı kılacak detayları hazırlamak için önem taşır en basitinde eğer bir pasta yaptırılacak ise bu pastanın kaç kişilik olacağını belirlemek için bile önemlidir. Davetli listesini net hazırlamaya ve doğru kişileri davet etmeye dikkat edin. Genellikle okul çağındaki çocuklar sınıflarındaki tüm arkadaşlarını doğum günü partilerine davet etmek isterler. Her ne kadar tüm sınıf davetli olsa da katılım yine çocuğunuzun yakın arkadaşları ve birkaç istisna arkadaş katılımını geçmez. Bu durumda realist olmak önemlidir.
Dilerseniz hazırlayacağınız davetiyeye tıpkı büyük davetlerde olduğu gibi bir LCV koyabilir ve çocukların ebeveynlerinin katılım bilgilerini aktarmasını rica edebilirsiniz. Bu, size net bir sayı elde etmeniz konusunda yardımcı olacaktır.
Süsleme
Süsleme denilince nedense balonlar, grapon kağıtlarından hazırlanmış sarkıt süsler, maskeler ve benzeri parti aksesuarları geliyor. Oysaki bir tema olmaksızın bu detayların hiçbir önemi yok. Buradaki temadan kasıt: masa süslemesinden, ikrama kadar hemen her türlü detayın belirli bir uyum içinde olması… Örneğin; kızınız eğer pembe rengi çok seviyorsa her şeyin pembe olduğu bir tema oluşturabilirsiniz. Her şey pembe ve tonları şeklinde hazırlanabilir. Ya da oğlunuz arabalara düşkünse partinin tüm temasını bunun üzerine kurgulayabilirsiniz. Araba biçimi balonlar, araba temalı ikramlar, tabaklar, bardaklar… Kısaca süslemeyi kaderine bırakmayın ve mutlaka bir tema üzerine kurgulayın…
İkram
Çocuklar ikram zenginliğinden çok kendilerine yönelik hazırlanmış parti menüsünü tercih ederler. Yani kısırlar, patates salataları, zeytinyağlı dolmalar çocuklar için değildir. Bu ve benzeri, zahmeti yüksek, menüler ancak çocukların annelerini mutlu eder, çocukları değil. Unutmayın bu özel gün çocuklar için anneler için değil. Peki, ne yapalım?
Benim önerim orijinal ve farklı seçenekler bulmak. Geçtiğimiz yıllarda çikolata şelalesi pek çok doğum günü için tercih edilen orijinal sunumlardan biriydi. Benim size önerim çok daha yeni bir seçenek. Sihirli Elmalar
… Çocukluğumuzun elma şekerinin çok özel tariflerle geliştirilmiş şekli diyebilirim. Ben oğlumun 8. yaş günü için bu elmalardan sipariş verdim. Hem sağlıklı hem de farklı. Araba tutkunu oğlum ve onun kendisine benzeyen arkadaşları renkli arabalar adı verilen elma şekerini bayıla bayıla yediler. Eğer siz de çocuğunuz için farklı bir doğum günü partisi organize etmeyi düşünüyorsanız sihirli elmalardan birini gönül rahatlığı ile seçebilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)